6 Mart 2019 Çarşamba

10 Years Challenge : Gazap Üzümleri!

  Bu yazıyı büyük puntolarla yazacağım. Ferhan Şensoy'un bir kitabını bitirdim dün 17'de. Oradaki yazılarından birinde bahsediyordu. Ben hep büyük punto kullanıyorum. Sinir oluyorum küçük puntolu yazılara diye. Hatta satın aldığı iki ciltlik Don Kişot'un sırf bu yüzden büyük puntolu korsanını yaptırtmış kendine. Neyse.


the grapes of wrath ile ilgili görsel sonucu

     Normalde bu yazı tam 10 yıl önce diye başlamalıydı. Sonra da tam da bu günlerde diye devam etmeliydi.

     Yıl 2009.

  Okuldaydım. Ön sıralardaydı yerim. İkinci ders falandı, lakin ne ders dinleyebiliyor, ne de kolllarıma gömdüğüm kafamı kaldırabiliyordum yerinden. Bu sebeple o dersin bitişinde müdür yardımcısının odasına gidip velimin çağrılmasını, duramayacağımı söyledim.

Sonra da eve gelip televizyonun karşısındaki hasta çekyatıma uzandım. Televizyondaki kadın programları, La Liga maç özetleri, Yemekteyiz falan sarmayınca onu da kapayıp, geçen günlerde harçlığımın benim için önemli bir bölümünü verip aldığım ve başlayıp 10 sayfa falan okumaya çalıştığım o kitabı aldım elime. Bir iki hafta falan eliden düşmedi kitap. Yavaş yavaş okudum. Daha önce böylesine kalın romanlar okumaya çalışmadığım için hızlı okursam anlamayacağımı, ardımda kalan sayfaları hemen unutacağımı düşünüyordum.

john steinbeck the grapes of wrath movie ile ilgili görsel sonucu


Önce o bitmeyen tasvirler. Geniş Amerika topraklarının, otoyolların, şehirlerin, portakal bahçelerinin, kırık dökük arabaların, yorgun hayvanların tasvirleri.

Sonra bir aile vardı. Bir kamyonet vardı. İki eyalet vardı. Oklahoma. Kaliforniya.

Bu kamyonet içindeki bir dolu insanla bu iki eyalet arasında yolculuk ediyordu.

Tom Joad vardı. Ailenin reisi gibi bir şey. Lakin kamyonet yalnız değildi. Amerika'da Büyük Bunalım zamanlarında çok kamyonet vardı böyle içinde geniş aileler barındıran. Kaplumbağa yarışı gibi. Tüm bu aileler günübirlik iş kovalayıp para kazanmaya, hayat idame ettirmeye çalışıyorlardı.

Hamileler yollarda, çadırlarda doğuruyordu çocuklarını. Adamlar boş oturmaktan kafayı yememek için çukurlar kazıyor sonra o çukurları doldurup başka çukurlar kazıyorlardı.

Ailelerin büyük anneleri bakkalardan kahve için kibarca şeker dileniyorlardı. Genç kadınlar çocukları yerine açlıktan ölmek üzere olan adamları emziriyorlardı.

Bir kilometra daha gidilirse hayallere biraz daha yaklaşılacağı, hayallere biraz daha yaklaşılırsa her şeyin biraz daha kolaylaşacağı düşünülüyordu.

Tom Joad kaçmak zorunda kalıyordu. Yüzüne bir dipçik darbesi alıp kanlar içinde kalıyordu. Şapkası kayboluyor, bir daha da kendisinden haber alınamıyordu.

Ä°lgili resim

Ben iyileşince kitapçıya gidip harçlığımın kalan kısmıyla Yukarı Mahalle'yi alıyordum.

Romanı bitirdiğim sıralar çok da farkında değildim olanların. Zaten insan içinde bulunduğu anın ne ifade ettiğini üzerinden biraz zaman geçince anlayabiliyor. Bende de öyle olmuştu.

Okuduğum gerçek anlamda ilk büyük romancının Steinbeck olduğunu hemen o zaman anlamıştım ama okuduğum ilk büyük romanın Gazap Üzümleri olduğunu yıllar sonra anlamıştım.

Edebiyat okumamın, edebiyatçı olmamın, elimin biraz kalem tutup biraz bir şeyler karalayabilmemin sebebinin de Gazap Üzümleri olduğunu yıllar sonra anlamıştım.

john steinbeck ile ilgili görsel sonucu

Bir kaç gün önce de karmaşık hislerle bu kitaba başlamamın üzerinden tam 10 geçtiğini anladım.

Benim 10 Years Challenge'ım budur.

     İlk kahramanım da belki Tom Joad'dır!