Bazı albümleri çok sevdiğimiz, defalarca dinlediğimiz, hayatımızın bir dönemine damga vurduğu için önemseriz.
Bazı albümleri de hiç umulmadık zamanlarda karşımıza çıktığı için önemseriz.
En azından benim için öyle.
Bülent Ortaçgil hiçbir zaman ne öyle çok sevdiğim bir müzisyen ne de çok sevdiğim bir söz yazarı olmadı.
Fikirlerim hâlâ daha da değişmedi. Müzisyenliğini hadi ben anlamıyorum diyelim ama söz yazarı olarak -işimin edebiyat olduğu da düşünülürse- gereğinden fazla büyütülmüş bir isimdir. Bu kadar lafı edilmeyen ama kendisinden daha iyi olan çok söz yazarımız var.
İşte tam da anlatmak istediğim bu aslında. Çok fazla sevmediğim, hakkında böyle hafif ukalaca değerlendirmelerde bulunduğum bir ismin albümü de önemli olabiliyor bazen.
2017 yılının baharında Hürriyet çok geniş bir jüriye "Türkiye'nin en iyi 100 albümü" diye bir seçki yaptırdı.
İçinde Yaşar ve Pentagram'dan her hangi bir albümün bulunmaması dışında gayet makul bir seçkiydi.
Benimle Oynar Mısın albümü de bu koca seçkide 2. sıradaydı. Bu sebeple ben de albümü telefonuma yüklemiştim.
Ama ne yükledikten hemen sonraki günler ne de koca bir yaz boyunca açıp albümden bir şarkı bile dinlememiştim.
Sonra havaların yeni yeni soğumaya başladığı bir sonbahar günü, sebebini bilmediğim bir sebeple okuldan sinirli çıktığım bir sabah biraz kendime gelmek için telefonumdan müzik listeme girdiğimde ilk bu albüm çarptı gözüme.
Açıp ilk şarkıya tıkladım ve Kızıltoprak'a doğru yürümeye başladım.
İlk şarkının adı Günaydın'dı. Bu bile yetti. Diğer şarkıların adına bakmadım.
Yoğurtçu Parkı'nın yanından geçip Bahariye'ye çıkan yokuşlardan birini tırmanmaya başladığımda albüm bitmek üzereydi. Ne sinir kalmıştı ne bir şey. Helva gibi olmuştum. O rahatlıkla biraz dolaşıp formasyon dersleri için okula geri dönmüştüm.
Başta dediğim gibi bazı albümler hiç ummadığımız zamanlarda karşımıza çıktığı için severiz diye. Bu albüm de hiç ummadığım bir zamanda karşıma çıkmıştı işte. Bugünlerde anladım bunu.
Halbuki o ilk dinlediğim günden sonra albüm bir daha doğru düzgün aklıma bile gelmemişti. Okula döner dönmez unutmuştum belki de.
Peki niye bir kaç gündür yine hiç ummadığım bir anda sürekli bu albümden bir şeyler dinlemek istiyorum.
Onu da bilmiyorum.
Sonbahardan belki de..
"Bugün yağmur bir kadın saçıdır/ Yeryüzüne dökülen/ Upuzun ince ince/ Karanlık kokulu"